|
||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’ ve Dünya savaşının ardından diktatörleşen bir rejim üzerine epik bir tiyatro oyunu | Tiyatro yazıları 5
Belgin Invictus,
Grafik Saati
Belgin ile dünyadan magazin,
Tiyatro yazılarım
Diğer yazılarımdan
20 Aralık 2014
Birinci Dünya Savaşı sonrası 1929-32 yılları arasında yaşanan ekonomik bunalım döneminde, halk sefaletin pençesinde, sermaye sahipleri ise iflasın eşiğindedir. Arturo Ui ise Chicago’da yalnızca gangsterlik yapmaktan mutsuzdur ve zirveye yükselmek istemektedir.
Bunun en iyi yolunun insanlardaki yozlaşmayı kullanmak olduğunu görür. Yolunu daha önce dürüstlüğüyle tanınan Belediye Başkanıyla ve güç kazanmaya çalışan ‘karnabahar tröstü’ ile ‘kesiştirir’. Bu süreç sırasında yolsuzlukla suçlanan Belediye Başkanı, Arturo Ui’nin eline düşecektir.
Bu arada Arturo, tiyatronun, operanın, oyuncuların toplum üzerindeki etkisini keşfedince, bir hoca bulur ve onlar gibi konuşmayı, yürümeyi öğrenir.
Oyunun esas noktası, Arturo Ui’nin ‘zirveye’
tıpkı Almanya’da Adolf Hitler’in yaptığı gibi ulaşmasıdır. Hitler’in, sanatçı
olamayacağını anlayınca politikacı olmaya yöneldiği söylenir. Kendisine
konuşmayı, yürümeyi, hareketlerini kontrol etmeyi öğretsin diye yaşlı bir hoca
bulmuştur. Brecht’in bu temayı alarak ‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’na
taşıdığı aşikar.
1941’de yazdığı bu oyun 1958’e kadar sahnelenmemiş. Daha önce Al Pacino, Peter Falk, bizde ise Genco Erkal, Zafer Ergin gibi çok önemli aktörlerin de canlandırdığı Arturo Ui, burada biraz farklı.
Kadronun (iki kadın oyuncu dahil) tamamı sırayla Arturo Ui oluyor. Çizgili kruvaze bir ‘mafya ceketi’, yakada kırmızı bir çiçek, tamam: Acımasız, ama zaman zaman da komik olan Arturo Ui karakteri karşımızda beliriveriyor.
Diğer karakterler için de aynı durum geçerli. 36
karakter, sekiz oyuncu tarafından canlandırılıyor. Yani oyunun bir hayli ilginç
ve sürprizli bir yorumu. Tabii ki kostümler de buna uygun şekilde tasarlanmış.
Bu koşullarda, bir taraftan aralarda kıyafet değiştirmek için koşturup, oyunun hızlı temposuna ayak uydururken bir taraftan şarkıya doğru sesle girmek, detone olmamayı başarmak ve büyük oranda çok sesli söylemek bir hayli zor.
Müzikleri akapella yapmayıp kayıt veya orkestra
kullanarak bu kadroyla daha görkemli bir prodüksiyon ortaya çıkarmak mümkündür,
ancak burada zor olan tercih edilmiş ve başarılmış da. Yazan: Belgin Invictus
Blogum GrafikSaati Kültür Sanat Dergisi
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||
Copyright: Her hakkı saklıdır | grafiksaati.org[at]gmail.com | gizlilik politikası |